Anlık karar verip uygulayabilen insan


Bloguma hoş geldiniiiiiz; benim pembiş hastası, kocişiyle her pazar kahvaltı yapan, bütün parayı çeyiz dükkanlarına yatıran biricik takipçilerim. Bu kadar sallıyorum ama bugün hedef siz değilsiniz. Hedef; sabah uyanıp "ya ben bi gidip saçımı kazıtıp geleyim" diyebilecek potansiyel. Bu kişiler sizin baş düşmanınızdır. Pembeymiş, kocişmiş, alır vurur duvara. Aklına geleni saçma da olsa anlık uygulayan, sonrasında asla pişman olmayan, koca yürekli aslanlardır. Biraz duyarlı, biraz umursamaz. Yolda kulaklıkla yürür, dalıp ağaca/direğe toslama potansiyeli yoktur. Ama yere kapaklanabilir. Zekidir, bazen kafası basmayabilir. Görsel hafızası kuvvetliyse, yön duygusu asla yoktur. Aynı adrese 3,4, belki 5. gidişinde sizden konum isteyebilir. Hor görmeyin garibi, atın gitsin. Ayakkabı bağcıkları açılırsa, bağlamak yerine içine sokuşturuverir. Bu hem pratikliği, hem tembelliği gösterir. Leblebiyi üzümle yemeyi sever. Hatta göbeğini masa olarak kullanıp, fıstıkla birasını alıp hiç kalkmadan birden fazla film izleyebilir. Seyahatte izlemek için indirdiği filmin alt yazısız olduğunu internetin olmadığı bir yerde farketmiş ve ingilizce izleyip hiç bişey anlamamış olabilir. Az önce yer yön duygusu deyince, aklıma sadece iki şey geliyor. Ay durun hemen anlatayım. Sevgili elifçiğimle polonyadayız iki yaz önce, grupla birlikte gölden karşıya geçeceğiz kanolarla. Sordum bizimkine: 
+bak yapabilir miyiz? eş mi değiştirsek napsak?
-yeek yea yaparız tabi nolcak dedi. 
+e iyi, dedim.



 

Bir yere kadar iyi gittik, millet karşıya geçti. Biz kaldık gölün ortasında. Elif sağa çek, yok. Sola çekiyoruz, iyice yamuldu. Sinirler bozuldu, komple bıraktık. Dedim boşver, nasıl olsa dönecekler dönerken alırlar bizi(dönmediler). Ama bide rahatız, "kanka be bakar mısın şu güzelliğe her yer yemyeşil" doğayla sevişiyoruz. Millet orda bizi bekliyor. Neyse ki polonyalı yardımsever bir çift bizi almaya geldi baya bizim kanoyu kendilerininkine bağladılar. Tamam da biz porsuk çayında kanoya mı bindik yani herhalde onlar bilecek kanoya binmeyi. Sonra da bizi elifle yan yana koymadılar. Bir de hostel bul(ama)ma maceramız var ki, iki kişinin bir kişi etmediği bir gün. Kalacak bi yer bulduk, kadın bize bir kart verdi, biz iletişim kartı sanıyoruz. Bizimki attı cebine. Haritadan da anlatıyor gideceğimiz yeri. Bizde sular seller gibi anlıyoruz haaa okey okey deyip çıktık. 2 sokak geçtik, elimizde harita. Bakıyoruz binaya, burası olması lazım diyoruz ama değil. Böyle 4,5 binayla konuştuk. En son biri yardım etti de önünden 3 kez geçtiğimiz hostele bizi bıraktı sağolsun. İçeri girdik. Kapı açılmıyor. Zile bas, bas, dedim herhalde kimse yok. Parayı da verdik, bunlar bizi kazıkladı. Elif oturdu merdivene, bende ayaktayım. Baya bi yarım saat durduk böyle. Kadının verdiği kart aklımıza geldi. Kapıda manyetik okuyuca tuttuk dııt, açıldı. İkimizde birbirimizin suratına baktık, neyse ki tükürmedik. Biz bu sayfaları kapattık. Yazıyı bu günlere ait iki güzel fotoğrafla taçlandırıyorum. Dalga geçmeyin, bir gün başınıza gelirse anıra anıra gülerim. Hadi bye.




Yorumlar

Popüler Yayınlar