bir varmış, bir yokmuş
+hazır hissediyorum.
-neye?
+aşık olmaya.
hazır hissetmek, önemliydi. öyle gelişi güzel olmaz. birden olur, olmaz. hiç belli olmaz.
+sarılıp uyusak, iyi gelir mi?
-sanmıyorum.
+inan hiç iyi değilim. ne yapmam gerektiğine dair en ufak bir fikrim bile yok.
çaresizlik? bu değil. sadece biraz huzura kafasını yaslamaktır. tüm bu karmaşanın içinde, ona iyi gelecek olan tek bir huzur. gözlerini kapatıp, koklayıp uykuya dalabilecek kadar.
belki anlayıp, susup, dinleyecek kadar.
+yapabilir misin?
-bilmiyorum.
neden yanında 5 dk daha fazla durmak istesin ki? istediği cevapları alamayan, yabancı biriyle karşılıklı oturuyormuş gibi hisseden buzdolabı gibi. içini ısıtmıyor. yalnızca bilmiyor. her şeyi biliyor. ama bunu bilmiyor.
+keşke hiçbir şey bilmeseydin, sadece bunu bilseydin.
-.....
+canım yanıyor.
umrunda olmadığını bile bile söylüyordu. belki biraz nüfuz eder, kararmış ciğerlerine. ama etmedi. yanında olduğunun kesin çizgisi, belkide, ona bu rahatlığı veriyordu. çözemiyordu.
artık çözmek de istemiyordu zaten.
+ben gitsem, ne değişir?
-bilmem, (...) gitmeni istemem herhalde.
herhalde? bu boşvermişlik herhaldesi. kesinlik olan -kesinlikle- değil. aslında umut yoktu. varmış gibi yaptı. kendini bu boşluğa sürüklemek istemiyordu (herhalde).
hiçbir şey soramazdı. alacağı cevaplardan korkarak. sonuna kadar çabalarsa belki, en azından çabaladım derdi. dedi.
artık konuşmaya dahi gerek yoktu. böyle yaşamasını şimdiye kadar zaten öğrenmesi gerekirdi. tek bir kişiye ait olan insan, henüz yoktu. ya da halinden anlayan, dilinden anlayan. oysa ne çok istemişti, oturup gözlerinin içine bakıp, "işte ben bunun için yaşarım" demeyi. böyle de yaşanır. ama belki onunla daha güzel yaşanır.
yine yanıldığının farkında değil. onunla her şey daha kötüye gidecek.
her zaman olduğu gibi.
işte umutsuzluk, tam da bu noktada başladı. artık inanmak insan hayatında çok büyük bir erdemdi. bu erdemi kaybetmek, umudunu kaybetmekti.
+ben aşık olmak istemiyorum.
neden? az önce öyle demiyordun?
aşk tek başına olmaz. mutlu olamazsın. sadece düşünürsün.
düşünüp düşünüp, çıkmaz sokakların dibini boylarsın. o yüzden zaten sen aşık olma.
sakın.
-neye?
+aşık olmaya.
hazır hissetmek, önemliydi. öyle gelişi güzel olmaz. birden olur, olmaz. hiç belli olmaz.
+sarılıp uyusak, iyi gelir mi?
-sanmıyorum.
+inan hiç iyi değilim. ne yapmam gerektiğine dair en ufak bir fikrim bile yok.
çaresizlik? bu değil. sadece biraz huzura kafasını yaslamaktır. tüm bu karmaşanın içinde, ona iyi gelecek olan tek bir huzur. gözlerini kapatıp, koklayıp uykuya dalabilecek kadar.
belki anlayıp, susup, dinleyecek kadar.
+yapabilir misin?
-bilmiyorum.
neden yanında 5 dk daha fazla durmak istesin ki? istediği cevapları alamayan, yabancı biriyle karşılıklı oturuyormuş gibi hisseden buzdolabı gibi. içini ısıtmıyor. yalnızca bilmiyor. her şeyi biliyor. ama bunu bilmiyor.
+keşke hiçbir şey bilmeseydin, sadece bunu bilseydin.
-.....
+canım yanıyor.
umrunda olmadığını bile bile söylüyordu. belki biraz nüfuz eder, kararmış ciğerlerine. ama etmedi. yanında olduğunun kesin çizgisi, belkide, ona bu rahatlığı veriyordu. çözemiyordu.
artık çözmek de istemiyordu zaten.
+ben gitsem, ne değişir?
-bilmem, (...) gitmeni istemem herhalde.
herhalde? bu boşvermişlik herhaldesi. kesinlik olan -kesinlikle- değil. aslında umut yoktu. varmış gibi yaptı. kendini bu boşluğa sürüklemek istemiyordu (herhalde).
hiçbir şey soramazdı. alacağı cevaplardan korkarak. sonuna kadar çabalarsa belki, en azından çabaladım derdi. dedi.
artık konuşmaya dahi gerek yoktu. böyle yaşamasını şimdiye kadar zaten öğrenmesi gerekirdi. tek bir kişiye ait olan insan, henüz yoktu. ya da halinden anlayan, dilinden anlayan. oysa ne çok istemişti, oturup gözlerinin içine bakıp, "işte ben bunun için yaşarım" demeyi. böyle de yaşanır. ama belki onunla daha güzel yaşanır.
yine yanıldığının farkında değil. onunla her şey daha kötüye gidecek.
her zaman olduğu gibi.
işte umutsuzluk, tam da bu noktada başladı. artık inanmak insan hayatında çok büyük bir erdemdi. bu erdemi kaybetmek, umudunu kaybetmekti.
+ben aşık olmak istemiyorum.
neden? az önce öyle demiyordun?
aşk tek başına olmaz. mutlu olamazsın. sadece düşünürsün.
düşünüp düşünüp, çıkmaz sokakların dibini boylarsın. o yüzden zaten sen aşık olma.
sakın.
Yorumlar
Yorum Gönder