taşlama

çürümüş vicdanınızdan bıktım.
atmayan kalpleriniz, donuk bakan gözleriniz, her boka oynayan götlerinizden.
işine geldiğine çalışan beyniniz, kıtlığa girmiş anlayışınız, hiçbir şey ifade etmiyor.
samimiyetsiz canımlarınız, mendebur suratlarınız. gerçekten sıkıldım.
şanssızım diyorum, evet şanssızım. bu konuyla ilgili "eeee bugüne kodor boylo olduyso hatayo boroz kendindo aro" diyen gavatlar varsa, yok bebeyim. çıksın biri konuşsun. hep toparlamaya, iyi tarafından bakmaya, iyi yaklaşmaya çalıştıkça sıçıp sıvazladınız. HEPİNİZDEN NEFRET EDİYORUM. oh be dayama döşeme kısmını geçip içimizdekileri az da olsa dışarı vurduktan sonra.....
devam edebiliriz. insanın 2 kelime okumaya gücü yetmez mi, içi istemez mi. beyin sürekli yoğun, ama sorun ona; o da ne düşündüğünü bilmiyor. karışık. dört duvarın arasında sıkışıp kalmış sinek gibi ne yapacağını bilemiyör. biraz umutsuz, isteksiz. ama aynı zamanda tutunmaya hevesli, biraz umutlu. yeni bir diziye başlayamayacak kadar üşengeç. amma akşamın bi vakti kalkıp kek yapabilir. yinede umutsuzluğu sıkıp suyundan umut çıkarır...(yine mi kıssadan hisse*)