SİNEM-EXTRA

Sinirlendiğimizde, üzüldüğümüzde kaçmak, koşmak hatta domates tarlasının ortasında avazımızın çıktığı kadar bağırmak isteriz. Ama ne yazık ki bu çığlığın imkanı yoktur. O yüzden içimizde şişer, şişer, boğazımıza çıkar; orada düğümlenir. Sonrası zaten salya sümük.. Yani tamam hayat çok güzel, yaşadığımız şeylere şükredelim anı yaşayalım gülelim eğlenelim burda hepimiz okeyiz? Gel gelelim dramatik bir durum olduğunda ben kendimi koyveriyorum. Yani aşırı duygusalım kabul ediyorum ama banada yazık be kardeşim ya. Bari birazcık dengeli bi duygusallık olsaydı. Bir örnekle bu duruma el atacak olursak eğer, mesela sevdiklerimizden uzakta bi hayat hepimiz için eziyet olur. Benim için extra-eziyet.. Uzun süreli durduğumda sıkılıyorum, ama sonrada özlemden geberiyorum. En ufak bi aşk şarkısı olsun, içinde anne geçen bi şarkı, ne bileyim bu tarz şeyler evde höykürme sebepleri.. Yani şimdi bir insanla müthiş bir 3 ay geçirip, aşırı aşık olup, alışıp kendi ellerinizle göndermek reva mıdır a dostlar? yapılır mı? hadi onu geçtim 3 ay göremeyecek olmakta cabası. Onun kokusu diye bişey var bi kere. Hiç bi yerde var olmayan.. Baktığın her yerde o, bunu o aldı, buraya onla geldin, bu şarkıyı o çok severdi falan. Yani şimdi ben bu 3 ayı bu durumları her yaşadığımda gözlerim dolarak mı geçireyim? Kendimi nerelere vurayım? tepinip tepinip ağıtlar mı yakayım?(Ağıt?) Düşündüm taşındım, dedim böyle olmaz sinemcim. Silkelen ve kendine gel, efendi gibi otur. Bekle. Düşün. Ne kadar şanslı olduğunun farkında ol, Allah'a şükret. Ben bu durumu daha drama bağlarımda ne sizi bayayım ne kendim bayılayım burada bitirelim. Buradaki toplumsal mesaj: Ne olursan ol yine sev. Ulan yine mi toplumsal mesaj be! offf dev kıssadan hisse vericem bide; Sabır. İyi geceler ciğerlerim*

Yorumlar

Popüler Yayınlar